prize
web. ödül
isim. ödül ikramiye ganimet manivela mükâfat kaldıraç çok istenen şey
sıfat. ödül kazanan ödüle lâyık ödül olarak verilen madalyalı tam su katılmadık
fiil. kaldıraçla kaldırmak değer vermek manivela ile zorlamak takdir etmek değer biçmek ganimet almak manivela ile açmak
Diğer Çeviriler
isim
ödül
award, prize, reward, premium, remuneration, recompense
ikramiye
bonus, prize, premium, gratuity, bounty, perk
ganimet
loot, booty, godsend, trophy, prize, plunder
manivela
lever, tappet, pry, lever arm, prize, cantilever
mükâfat
reward, award, prize, meed, guerdon
kaldıraç
lever, pry, jack, prize, heaver, handspike
çok istenen şey
prize
sıfat
ödül kazanan
prize, prize-winning
ödüle lâyık
deserving, prize
ödül olarak verilen
prize
madalyalı
prize, medalled
tam
full, complete, exact, whole, just, prize
su katılmadık
trueborn, prize, utter
fiil
kaldıraçla kaldırmak
lever, prise, prize up, prize, pry up, purchase
değer vermek
value, esteem, appreciate, dignify, treasure, prize
manivela ile zorlamak
prise
takdir etmek
appreciate, prize, admire, pay tribute, estimate, predestinate
değer biçmek
appraise, estimate, prize, evaluate, value, appreciate
ganimet almak
capture, seize, make prize of, prize
manivela ile açmak
prize open, pry open, prize
Cümle Örnekleri
They got first prize, didn't they?
He doesn't deserve a Nobel Prize.
That child struggled for the prize.
Tom walked away with the prize.
She got first prize, didn't she?