split
web. bölmek
fiil. bölmek ayırmak yarmak ayrılmak bölünmek çatlatmak paylaşmak bölüşmek paylaştırmak bölüştürmek parçalamak kırmak yıkmak mahvetmek kopmak parçalanmak çatlamak titizlenmek kılı kırk yarmak ince eleyip sık dokumak gülmekten yarılmak katıla katıla gülmek defolup gitmek çekip gitmek
isim. bölünme yarık yarma ayrılma yarılma parçalanma çatlama kırılma kopma boşanma bozuşma yarım parça yarım şişe içecek muhbir ispiyoncu hafiye dondurmalı tatlı
sıfat. ayrık yarık ayrılmış çatlak kırık çatlamış
Diğer Çeviriler
fiil
bölmek
divide, separate, split, slice, divvy, divvy up
ayırmak
separate, allocate, partition, sunder, set apart, split
yarmak
split, chop, breach, cleave, disrupt, flaw
ayrılmak
leave, separate, split, divorce, sunder, check out
bölünmek
be divided, be separated, split up, divide, fall into, split
çatlatmak
split, crack, craze, flaw, rift, chap
paylaşmak
share, share out, go shares, divide, split, divvy
bölüşmek
divide up, share out, share, split, double up on, go snacks
paylaştırmak
share out, allot, distribute, allocate, apportion, split
bölüştürmek
divide, share out, split, apportion, portion out, portion
parçalamak
shred, break into pieces, tear to pieces, take to pieces, split, break up
kırmak
break, fracture, split, crack, hurt, offend
yıkmak
destroy, overthrow, demolish, ruin, break down, split
mahvetmek
destroy, ruin, devastate, exterminate, smash, split
kopmak
break, rupture, tear, snap, split, sunder
parçalanmak
break, split, smash, crash, break up, disintegrate
çatlamak
crack, fracture, split, spring, craze, dehisce
titizlenmek
be fussy about, fuss, split, cross the T's
kılı kırk yarmak
niggle, quibble, refine, split, wiredraw
ince eleyip sık dokumak
scrutinize, be too fussy, be too particular, fuss, pick over, split
gülmekten yarılmak
split
katıla katıla gülmek
split, laugh over, crease
defolup gitmek
beat it, go away, pack, shove off, split
çekip gitmek
walk off, vamoose, clear off, clear out, buzz off, split
isim
bölünme
division, cleavage, split, splitting, separation, segmentation
yarık
slit, slot, fissure, cleft, split, rift
yarma
splitting, split, incision, chop, scission
ayrılma
separation, leaving, departure, split, secession, dissociation
yarılma
cleavage, splitting, split, split-up
parçalanma
fragmentation, disintegration, disruption, breakup, dismemberment, split
çatlama
cracking, split, dehiscence, fissure, spring
kırılma
breaking, break, fracture, breakage, refraction, split
kopma
rupture, breaking off, snap, breaking away, split, sunder
boşanma
divorce, split, split-up
bozuşma
rent, dissension, quarrel, disagreement, split, embroilment
yarım parça
split, stump
yarım şişe içecek
split
muhbir
informant, informer, stooge, reporter, rat, split
ispiyoncu
rat, informer, fink, informant, stool pigeon, split
hafiye
sleuth, detective, spy, ferret, snoop, split
dondurmalı tatlı
split
sıfat
ayrık
separate, discrete, split, separated, wide apart, cloven
yarık
split, chappy, cloven
ayrılmış
divided, reserved, split, booked, isolated, set aside
çatlak
cracked, balmy, fractured, split, chapped, chappy
kırık
broken, cracked, fractured, split
çatlamış
cracked, chapped, split, chappy, shaky
Cümle Örnekleri
They split their sides laughing.
The band's split was acrimonious.
Waiter, please split the check.
The thieves split up their loot.
Why don't we split the difference?