snap
web. patlatmak
sıfat. ani anlık şipşak sürpriz beklenmedik çat çat eden çatırdayan
isim. çıtçıt kopma kopça enerji şipşak fotoğraf ısırma çat sesi anlık şey ani şey kolay iş gayret zencefilli bisküvi çarpma sesi
fiil. koparmak ısırmaya çalışmak ısırmak havada kapmak kopmak kırılmak şaklamak çatırdamak çarparak kapamak şipşak fotoğraf çekmek kırmak şıklatmak şaklatmak patlamak pat diye söylemek terslemek çıkışmak içindekilerle satın almak
zarf. çat diye birden
Diğer Çeviriler
sıfat
ani
sudden, abrupt, instantaneous, rapid, flash, snap
anlık
instant, momentary, snap
şipşak
snap, quick, instantaneous
sürpriz
surprise, snap
beklenmedik
unexpected, unforeseen, abrupt, surprise, sudden, snap
çat çat eden
snap
çatırdayan
snap
isim
çıtçıt
snap, popper, gripper, snap fastener, fastener, press-stud
kopma
rupture, breaking off, snap, breaking away, split, sunder
kopça
buckle, clasp, hook, snap, eyelet, frog
enerji
energy, power, vigor, drive, steam, snap
şipşak fotoğraf
snapshot, snap
ısırma
bite, biting, sting, snap, nip
çat sesi
snap
anlık şey
snap
ani şey
snap
kolay iş
easy job, simple job, snap, Mickey mouse, shade, sitter
gayret
effort, endeavor, zeal, enthusiasm, push, snap
zencefilli bisküvi
gingernut, snap
çarpma sesi
slam, flap, snap, flip-flap, flip-flop
fiil
koparmak
snatch, break, tear, break off, tear off, snap
ısırmaya çalışmak
snap
ısırmak
bite, sting, snap, nip, bite off, champ
havada kapmak
leap at, seize, snap, snap up
kopmak
break, rupture, tear, snap, split, sunder
kırılmak
break, fracture, be broken, go to pieces, offend, snap
şaklamak
make a cracking noise, snap
çatırdamak
snap, chatter, make a crackling noise, crackle, creak, clack
çarparak kapamak
snap
şipşak fotoğraf çekmek
snap
kırmak
break, fracture, split, crack, hurt, snap
şıklatmak
snap
şaklatmak
crack, click, smack, snap, swish, whang
patlamak
explode, burst, puncture, crack, go off, snap
pat diye söylemek
snap, blurt out, snap out, chop, plump, spring
terslemek
scold, snub, send to the rightabout, rebuff, snap
çıkışmak
scold, blister, upbraid, jump on, slap, snap
içindekilerle satın almak
snap
zarf
çat diye
snap
birden
suddenly, at once, all of a sudden, sharp, short, snap
Cümle Örnekleri
A cold snap spread across Europe.
Sami's taunting compelled Layla to snap.
Mother closed her purse with a snap.
A cold snap is expected this week.
There's been a cold snap here lately.